Insanmucizedir's Blog

Just another WordPress.com weblog

Harun Yahya’nın kitaplarıyla Müslüman oldu

Harun Yahya’nın kitaplarıyla Müslüman oldu
 
İngiltere’de uyuşturucu kaçakçılığı yapan Clifford Brown Harun Yahya’nın kitaplarını okuyarak İslam dinini seçtiğini söyledi.
 
Brown “Mescidde tanıştığım bir İngiliz Müslüman bana Harun Yahya’nın kitaplarının bir kısmını hediye etti. Bu kitaplar beni çok etkiledi Harun Yahya’nın kitapları sayesinde İslam ve Allah ile ilgili kafamı karıştıran soruların cevaplarını buldum ve Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldum.” dedi.

Aslı Jamaikalı olan fakat İngiltere’de doğup büyüyen Bilal Brown Müslüman olmadan önce tam bir suç makinesiymiş. Uyuşturucu satıcılığından araba hırsızlığına kadar her türlü kötü işe bulaşan Bilal’in de son derece ilginç bir hidayet öyküsü var. İslam’a girmeden önce Clifford Brown ismini kullanan Bilal kendisi gibi sonradan Müslüman olan İngiliz bir hanımefendiyle evli ve Bilal’in 1.5 yaşında Safiye isminde güzel bir kızı var. Daha önce Hıristiyan olan 9 İngiliz’in Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman olmasına vesile olan Bilal şu an Şam’da İslami ilimler alanında eğitim görüyor. İşte eski uyuşturucu kaçakçısı Bilal’in öyküsü….

-Uyuşturucu satmaya nasıl başladınız?

Ailem fakir bir aileydi ve Olthem’de oturuyorduk Olthem İngiltere’nin en tehlikeli bölgelerinden biridir. Burada genelde yabancılar yaşar ve en tehlikeli gangasterler araba hırsızları ve uyuşturucu kaçakçıları Olthem’den çıkar. Olthem ayrıca çetelerin merkezidir buradaki çeteler sık sık olay çıkarıp polisle çatışırlar. Hatta İngiliz Polisi Olthem’deki bazı sokaklara girmeye çekinir. Olthem’de birçok yabancı yaşıyordu ve benim arkadaş grubum genellikle Pakistanlılardan oluşuyordu. Pakistanlı arkadaşlarımın birçoğu benim gibi uyuşturucu kullanıyordu. Lisedeki hayatım hiç iyi değildi. 16 yaşımda kokain kullanmaya başladım. Liseden sonra da bir uyuşturucu çetesine katıldım ve caddelerde uyuşturucu sattım ve araba hırsızlığı yaptım. Berbat bir hayatım vardı; fakat çok iyi para kazanıyordum. Benim çalıştığım çetenin içinde Pakistanlılar ve Bangladeşliler de vardı. Hatta satacağımız eroini Pakistanlılar sayesinde Afganistan’dan getirtiyorduk. Zekâm ve cesaretim sayesinde zaman içinde çetenin içinde yükseldim araba hırsızlığı gibi işleri terk ettim ve daha büyük işler yapmaya başladım. Uluslararası piyasaya açıldık İngiltere dışına da uyuşturucu satmaya başladık. Fakat İngiliz Polisi bizim çeteye karşı bir operasyon düzenledi ve benimle birlikte 5 kişi tutuklandı.

“İSLAM HAPİSHANELERDE YAYILIYOR”

– Arap Basınından sık sık İngiliz ve Amerikan hapishanelerinde yatan mahkumların büyük bir kısmının İslam’a ilgi duyduklarını ve bir çok tehlikeli mahkumun hapishanede Müslüman olduğunu duyuyoruz. Sizin böyle bir gözleminiz oldu mu?

Evet bu haberler doğru… Ben hapishanede sadece 1 ay kaldım ve ilk mahkemede serbest bırakıldım. Suç işliyordum ama arkamda delil bırakmıyordum. Bu 1 ay içinde bir çok mahkumun elinde Kur’an gördüm. Dışardan tanıdığım birkaç meşhur uyuşturucu kaçakçısı vardı. Bu kişilerden biriyle hapishanede karşılaştım O da Müslüman olmuştu ve hayatını tamamen değiştirmişti. Benim ağabeyim de çok tehlikeli bir gangasterdi. Bir kişiyi öldürdüğü 3 kişiyi de yaraladığı için şu an İngiltere’de hapishanede yatıyor. Ağabeyim de hapishanede Müslüman oldu ve ismini Abdulhak olarak değiştirdi. Fakat ben cezaevinde İslam’la hiç ilgilenmedim benim düşüncem bir an önce dışarı çıkıp işlerime kaldığım yerden devam etmekti.
-Uyuşturucu kullananların nasıl bir dünyaları var? Bize bu dünyadan bahseder misiniz?
Uyuşturucu kullanmak insana başta biraz tad veriyor; fakat daha sonra büyük acılara neden oluyor. Bunu fark ettiğim için uyuşturucu kullanmayı bıraktım ve sadece satmaya uyuşturucudan büyük paralar kazanmaya başladım. Uyuşturucu kullananlar her geçen gün kötü bir sona doğru yaklaşırlar ve son derece acı dolu bir yaşamları vardır. Özellikle de bağımlıların… Uyuşturucu bağımlıları zamanla dünya ile olan bütün ilişkilerini keserler ve sadece uyuşturucuyu nasıl bulacaklarını düşünmeye başlarlar.

“İNSANİ ÖZELLİKLERİMİ KAYBETMİŞTİM”

-Uyuşturucu kullananların düştükleri durumu gördüğünüzde bir satıcı olarak vicdan azabı çektiğiniz anlar oluyor muydu?

Hayır olmuyordu. Uyuşturucu sattığım dönemler birçok insani özelliğimi kaybetmiştim ve sadece para kazanmayı düşünüyordum. İnsanların benim gözümde hiçbir değerleri yoktu. Allah’a şükürler olsun İslam sayesinde o kötü hayatı ve düşünceleri terk ettim.

-İslam’a karşı ilk defa ne zaman ilgi duymaya başladınız?

Uyuşturucu sattığım dönemlerde sürekli farklı kadınlarla birlikte oluyordum ve en iyi arabalara biniyordum. Bu yaşam uzun zaman bana cazip ve eğlenceli geldi. Belli bir zaman sonra ise içimde büyük bir boşluk oluşmaya başladı.

-Daha sonra ne oldu?

Malcom X’in hayatını anlatan bir film seyrettim. Bu film beni çok etkiledi ve
Malcom X’e hayran oldum. Bu filmi seyrettikten sonra Müslüman olmayı düşünmedim fakat İslam’ı kendime Hıristiyanlıktan daha yakın hissetmeye başladım. Zihnimde İslam siyahların Hıristiyanlık ise beyazların dini şeklinde bir düşünce oluştu. Beyaz İngilizleri hiç sevmiyordum onlarda bizi sevmiyorlardı ve siyah olduğumuz için bizi küçük görüyorlardı. Sonra Wu Tang Clag grubunun yaptığı hipap müzikleri dinlemeye başladım. Bu grubun elemanları Müslüman olduklarını söylüyorlardı fakat bazı ırkçı görüşleri vardı. Mesela Allah’ın siyah şeytanın ise beyaz olduğuna inanıyorlardı. Bu müzik grubunun elemanları Alijah Muhammed’in görüşlerine bağlıydılar. Yaptıkları parçalarda beyazları aşağılıyorlardı bu durum da bana zevk veriyordu. Pakistanlı bir arkadaşım bana önceden Hıristiyan bir din adamı iken daha sonra Müslüman olan Ahmed Dedad’ın konuşmalarını içeren bir video kaseti verdi. Bu Ahmed Dedad’ın konuşmalarını dinledikten sonra Hıristyanlığı tamamen terk etmeye karar verdim. Ahmed Dedad Hıristiyanların inançlarındaki yanlışları çok net bir şekilde ortaya koyuyordu.

-Bu dönem uyuşturucu satmaya devam ediyor muydunuz?

Evet. Ama bir arayış içine girmiştim. Uyuşturucu çetesindeki Pakistanlılara İslam’la ilgili sorular sormaya başladım. Pakistanlılar Müslüman olduklarını söylüyorlardı; fakat İslam’la ilgili pek fazla bilgileri yoktu. Bir Pakistanlı arkadaşım “Kur-an okursan Kur-an’da sorularının cevabını bulursun” dedi. Bunun üzerine bir Kur-an tercümesi aldım ve Kur-an tercümesini okumaya başladım. Önce Fatiha Suresini daha sonra Bakara ve Ali İmran Surelerini okudum. Bu sureler beni çok etkiledi ve Kur-an’ın Allah tarafından gönderildiğine inanmaya başladım.

-Kur-an’ın sizi bu kadar etkileyen yönü neydi?

Kur-an okumaya başlayınca Allah’ın Kur-an vasıtasıyla insanlarla konuştuğunu fark ettim. Daha önce İncil’in de bazı bölümlerini okumuştum; fakat Kur-an İncil’den çok farklıydı. Kur-an okudukça içimde büyük bir korku oluşmaya başladı.

“KUR-AN BANA GÜNAHLARIMI HATIRLATIYORDU”

-Nasıl bir korkuydu bu? Biraz açar mısınız?

Büyük günahlar işlemiştim ve Kur-an okudukça işlediğim günahları hatırlıyordum. Bu durum da beni çok rahatsız ediyordu. İçimdeki korku nedeniyle Kur-an okumayı terk ettim. Daha sonra 2 sene boyunca hiç Kur-an okumadım. İslam’la ilgili araştırma yapmaktan da vazgeçtim.

-Müslüman olmaya nasıl karar verdiniz?

Bir gece Pakistanlı bir arkadaşımızın evinde toplanmıştık. 4 arkadaş bir gün sonra satacağımız uyuşturucuları hazırlıyorduk. Kapı çalındı hemen uyuşturucuları sakladık. Gelen Osman adında sarıklı ve sakallı bir gençti. Tebliğ Cemaati’nden olan Osman bizim çeteden olan Pakistanlı arkadaşımızın tanışıydı. Bizi mescidde yapılacak sohbete davet etti. Ben ilk başta mescide gitmek istemedim; fakat Osman çok ısrar etti. Osman’ın ısrarı üzerine mescide gitmeye karar verdim ve mescidde sohbet veren hocayı dinledim. Hocanın anlattıklarının hepsi doğruydu. O an artık İslam’dan kaçamayacağımı ve Müslüman olmam gerektiğini bir kez daha hissettim. Mescidden eve dönünce tekrar Kur-an okumaya başladım. Kur-an’ı okudukça korkuyordum fakat Allah’ın her ne olursa olsun günah işleyenleri affedeceğini müjdeleyen ayetlerine rastladığımda rahatlıyordum ve içim huzur doluyordu. Müslüman olmaya karar vermiştim; fakat Müslüman olmak için kendimi hazır hissetmiyordum.

Niçin?

İslam’a tamamen zıt bir hayatım vardı bu hayatı ve çevremi birdenbire değiştirmenin çok zor olacağını düşünüyordum. Mescide gitmeye başladıktan 3 gün sonra bizim çeteye yönelik bir operasyon daha düzenlendi. Ben ve 2 kişinin dışında çetenin bütün üyeleri tutuklandı. Çetemiz bu operasyonla büyük bir darbe yiyince uyuşturucu satışına ara verdik. Bu benim için iyi bir fırsat oldu ve İslam’ı daha iyi öğrenmek için mesciddeki sohbetlere gitmeye başladım. Bu arada mescidde tanıştığım bir İngiliz Müslüman bana Harun Yahya’nın kitaplarının bir kısmını hediye etti. Bu kitaplar beni çok etkiledi Harun Yahya’nın kitapları sayesinde İslam ve Allah ile ilgili kafamı karıştıran soruların cevaplarını buldum ve Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldum. Müslüman olduktan sonra tasavvufa ilgi duymaya başladım ve Şeyh Habip’le tanıştıktan sonra Semaniye Tarikatına katıldım.

-İlk defa duyuyorum bu tarikatı.

Semaniye Tarikatı daha çok Afrika ve Yemen taraflarında yaygın olan bir tarikat.

“TASAVVUF RUHUN DOKTORUDUR”

-Niçin bir tarikata girme ihtiyacı duydunuz?

Çok berbat bir hayattan gelmiştim ve ruhum tamamen kirlenmişti. Tasavvuf sayesinde ruhum temizlendi ve nefsimle nasıl mücadele edeceğimi öğrendim. Tasavvuf bir anlamda hasta olan ruhumun doktoru oldu ve iç dünyamı keşfetmemi sağladı. Zikir törenlerine katıldığımda kalbimin rahatladığını hissediyorum. İnsan herhangi bir organında rahatsızlık hissettiğinde doktora ihtiyaç duyuyor. Tasavvuf da kalpte oluşan hastalıkları tedavi eder. Günümüzde insanların en çok ihtiyaç duydukları doktorlar ise Kur-an ve Sünnet üzere yaşayan büyük alim ve veliler.

-İslam’ın en çok sevdiğiniz yönü nedir?

Müslümanlar arasındaki kardeşlik. Müslümanlar birbirlerini seviyorlar ve birbirlerine karşılıksız yardımcı oluyorlar. Müslüman olduktan sonra İslam’ı daha iyi anlamak için mutlaka Arapça öğrenmem gerektiğini fark ettim ve Arapça öğrenmek için Yemen’e gittim. Yaklaşık 1.5 sene Yemen’de kaldım. Yemen’in güneyinde Hadra Mevt isimli bir bölge var. Hadra Mevt Halkı İslam’ı çok iyi yaşıyor buranın alimleri çok bilgili ve halkı da çok misafirperver. Müslümanların aralarındaki güzel kardeşliğe özellikle Yemen’de şahit oldum. Yemenliler fakirler ama dinlerine sağdıklar ve din kardeşliğine çok önem veriyorlar.

-Müslüman olmanız çevrendekiler tarafından nasıl karşılandı?

Müslüman olmam ve sonrasında kişiliğimde meydana gelen değişiklikler beni yakından tanıyanları bir hayli şaşırttı. Şartlarım çok iyiydi ve uyuşturucudan iyi para kazanıyordum. Böyle bir durumdayken her şeyi terk etmem özellikle eski suç ortaklarım tarafından çok garip karşılandı. Bendeki değişime en çok sevinen ise annem oldu. Hatta annem sık sık bana ; “Bu din senin gibi birisini bu kadar değiştirdiyse mutlaka haktır.” diyor.

Şubat 21, 2010 - Posted by | Haberler | , , , , , , , , , , , , , , ,

1 Yorum »

  1. yazınız için teşekkürler.

    Yorum tarafından konya web tasarımı | Temmuz 22, 2010 | Cevapla


Yorum bırakın